Bayramlar, dargınlıkların ve kırgınlıkların unutulduğu, sevginin, saygının ve hoşgörünün yaşamımızdaki birleştirici yönünün daha fazla öne çıktığı, geleceğe dönük iyimserliklerin canlandığı özel günlerdir.
Bayramlar, bir yandan umutları canlandırıp, dargınlıkları ve kırgınlıkları unuttururken, bir yandan da huzur, barış ve güven ortamının sürekliliğine katkıda bulunmaktadır.
Son dönemlerde toplumsal ve ekonomik yaşamda meydana gelen olumsuzluklar nedeniyle ülke olarak birlik ve beraberliğe daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz.
Özellikle toplumun her kesiminde uygulanan dayatmacı ve baskıcı politikalarla
Türk halkı olarak uzun zamandır ülkemizde barıştan ve huzurdan yoksun bir şekilde yaşamaktayız. Ülke olarak böylesine zor dönemlerde ihtiyaç duyduğumuz huzur ortamını yine Türk Ulusunun kararlılıkla göstereceği hoşgörü, kardeşlik ve dayanışma duygularıyla sağlanacaktır.
Öte yandan komşumuz olan Müslüman ülkelerde, Filistin’de Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Mısır’da ve Irak’ta yaşanan olaylarda birçok masum Müslüman’ın kanının dökülmesi bir insanlık ayıbı olarak karşımızda duruyor. Bu ülkelerde akan kanın durması, barışın, huzurun ve sükûnun sağlanması Ramazan Bayramı öncesi en büyük dileğimizdir.
Şu nu hiçbir zaman unutmamalıyız;
Yaşamımızı zenginleştiren ve renklendiren bayramları, insanların birbirine yakınlaşması, kaynaşması, üzüntülerin yerini sevincin alması, kardeşlik ve dostluk bağlarının canlanması, birliğimizin daha da güçlenmesi için fırsat olarak değerlendirmeliyiz.
Bu düşüncelerimle;
Bayramlarımızda ön plana çıkan barış, kardeşlik, sevgi, hoşgörü gibi değerleri yaşam biçimi olarak benimsendiği; ayrımcılığın ve şiddetin yaşanmadığı, insanlığın geleceğini tehdit eden sorunların çözüldüğü, barışın egemen olduğu bir dünya dileklerimle Türk ve İslâm dünyasının Ramazan Bayramı`nı kutluyorum...